Emily Brontë henüz 30 yaşındayken ve sadece tek bir kitabı yayımlanmışken hayatını kaybetti: “Uğultulu Tepeler”.
Sinemaya da uyarlanan bu Victoria dönemi romanı, kimine göre dünyanın gelmiş geçmiş en büyük aşk romanı, kimine göre insanın içine işleyen bir anlatımla dile getirilmiş uzun bir şiir.
Ölümünden bir yıl önce bitirdiği “Uğultulu Tepeler”deki kişilerin yalnızca hayal ürünü olmadığı, Brontë’nin çevresindeki gerçek kişilerden derin izler taşıdığı söylenir. Sevgi, kin, nefret, öç alma tutkusu gibi güçlü duygularla örülü bu gençlik öyküsü, aynı zamanda cinsellikle doludur. Daha otuz yaşındayken veremden ölen, son derece duyarlı, hiç evlenmemiş bu genç kadın yazar, tüm canlılığıyla bu romanda vardır.
Peki kimdir bu Emily Brontë?
Brontë kardeşler, kadının edebiyatla uğraşmasının hoş görülmediği yıllarda önemli eserlere imza attılar.
1818 yılında doğan Emily, Brontë kardeşlerin ortancasıydı; “Jane Eyre”, “Shirley” ve “Villette – Geçmişin Gölgesinde”, “Profesör” eserlerinin yazarı Charlotte’tan küçük; “Agnes Grey” ve “Şatodaki Kadın”ın yazarı Anne’dan büyüktü. Ailesi hakkında pek çok şey bilmemize rağmen, Emily hep gizem içinde kaldı.
Örneğin Charlotte, edebiyat tarihçileri ve biyografi yazarları için ardında yüzlerce mektup bırakmıştı, oysa 1848’de veremden ölen Emily’den geriye neredeyse hiçbir şey kalmadı. Hakkında bilinen bir gerçek ise Emily’nin neredeyse patolojik seviyede anti-sosyal bir insan olmasıydı.
Brontë kardeşlerin edebiyata merakı, annelerinin ve iki ablalarının ölümünün travmasından kaçmak istedikleri dönemde başladı. Bu dört kardeş, kendilerine hayali dünyalar yarattılar: Charlotte ve erkek kardeşi Branwell, Angria adlı hayali bir krallık icat etti; Emily ve Anne’ın krallığının adı ise Gondal’dı.
Emily Brontë ile ilgili gizemin aralanması için ilk adım, onu koca gözlü bir mistik adın olarak anlatan 1946 yapımı “Devotion” idi. Şimdi ise buna nazaran daha cesur bir yapım izleyiciyle buluşacak.
BBC yapımı drama filmi “One’s To Walk Invisible” ile birlikte, Brontë kız kardeşlerin yaşamöyküsü bir filmde irdelenecek. Filmin yönetmenliğini ve senaryosunu Sally Wainwright üstleniyor.
Wainwright, Brontë kız kardeşlerin bir yandan çapkın erkek kardeşleri Branwell’i 31 yaşında öldüren bağımlılığı ve hastalığıyla uğraşırken, diğer yandan da eserleri üzerine çalıştıkları döneme odaklanmayı tercih ediyor. Bu versiyonda Emily kolları sıvamış bir halde mutfağı arşınlıyor, ev işlerini yapıyor ve bu alışkanlığı, “Uğultulu Tepeler”deki mutfağın titiz betimlemelerinde de kendini gösteriyor.
Şimdiye dek ne bir araştırmacı ne de kız kardeşleri Emily’nin aklından neler geçtiğini öğrenebilmiş değil. Ancak Wainwright, eldeki az bilgiyle filminde gerçek bir tablo çizmeye çalıştığını söylüyor.
“One’s To Walk Invisible” 29 Aralık’da BBC’de gösterilecek.