Biri bu yıl 100. yaşını kutladığımız Galli yazar Roald Dahl (1916-1990), diğeri ise Galli şair Dylan Thomas (1914 – 1953). Roald Dahl ve Dylan Thomas’ı birleştiren tek unsur memleketleri değil. Onlar yazmak, kafalarını dinlemek için de “aynı çatının altına” sığınıyordu.
Roald Dahl’ın eşi Felicity Dahl, geçtiğimiz günlerde çok satan çocuk kitaplarının yazarıyla şair Dylan Thomas arasında şaşırtıcı bir bağlantı olduğunu açıkladı. Söylediğine göre Dahl’ın yazmak için sığındığı bahçe kulübesi, Thomas’ın kulübesinin bire bir kopyasıydı ve her ne kadar iki yazar birbirinden oldukça farklı işler üretse de, Thomas’ın mirası olmasaydı Dahl’ın çocuk kitapları belki de hiç yaratılmayacaktı.
Bayan Dahl’ın aktardığına göre Roald Dahl küçük çocukların olduğu evde konsantrasyonunu korumakta güçlük çekiyordu ve odaklanmak için “genel olarak aile yaşamından” uzaklaşmaya ihtiyaç duyuyordu. Bu duruma bir çözüm ararken büyük bir hayranı olduğu Thomas’ın uzaklaşıp yazmak için kendi kulübesini inşa ettiğini duyduğunu hatırladı.
Bayan Dahl BBC’ye verdiği röportajda şöyle söyledi:
“Çocuklardan ve gürültüden ve genel olarak aile yaşamından uzakta bahçede kendine ait bir alanı olması gerektiğini fark etti ve Thomas’ın da aynı şekilde hissettiğini hatırladı. Sonra Dylan’ın, ki zannediyorum herkes kendisine âşıktır, kulübesini incelemek için Galler’e gitti.”
“Dylan’ın kulübesiyle aynı boyutlarda, aynı çatıya ve tek kat tuğla duvara sahip bir kulübe inşa etti. Tabii Dylan’ın kulübesi aslında bir garajdı, halbuki Ronald’ın elinde hiçbir şey yoktu, boş bir alana yaptı kulübeyi.”
Dahl, Türkçe’ye Celâl Üster tarafından kazandırılan “Büyük Sevimli Dev” kitabının da ilham kaynağı olan inşaatçı arkadaşı Wally Saunders ile birlikte çalıştı ve Thomas’ın kulübesinin aynısını, eğimli çatıya sahip bu yapıyı tamamladı.
Beş çocuk sahibi yazar, “Matilda”dan “Charlie’nin Çikolata Fabrikası” ve “Bay ve Bayan Kıl”a en sevilen kitaplarının hepsini bu kulübede yazdı. Dahl, sağlığında bu kulübeyi “küçük yuvam, ana rahmim” olarak tanımlıyordu ve her sabah saat onda rutinine başlıyor, altı kurşun kalemini keskinleştiriyor ve yazmak için Amerika’dan ihraç edilen sarı bir not defteri kullanıyordu.
Üç çocuk babası Thomas ise söylediğine göre “Korunun Dibinde”, “Gitme O Güzel Geceye Kibarlıkla”, “Over Sir John’s Hill” ve “Poem on His Birthday” gibi eserlerini kulübesinde yazdı.
Dahl, 1950’lerde bu evi ziyaret ederek pencereden dikizledi. Daha sonra Thomas’ın evini ziyaret eden Bayan Dahl, “Roald’ın kulübesinin aynısıydı. Her şey çok sadeydi, Roald da aynı böyleydi, zengin yatlar istemedi, sade bir hayat istedi, yine Dylan gibi, bir taşra adamıydı.”
Bayan Dahl’ın söylediğine göre iki kulübe arasındaki tek fark, Thomas’ın gün ışığıyla çalışmayı tercih ederken, Dahl’ın kendini kitlemesi ve perdeleri kapayıp yapay ışıkta çalışması.
Thomas’ın yazma kulübesi yıllardır halka açık ve turistler için bir cazibe merkezi işlevi görüyor. Dahl’ın kulübesi ise ölümünden sonra uzun süre yerinde korunuyordu; küllükteki sigara izmaritleri ve çöp kovasındaki buruşturulmuş kâğıtlarıyla.
Ailesi, 2011 yılında kulübenin kurtarılması için bir kampanya başlatarak 500 bin pound (yaklaşık 2 milyon lira) toplamayı amaçladıklarını söylemişti. Ancak bu açıklama sonrası bir tartışma başladı ve pek çok kişi bu gelirin neden kitap gelirlerinden sağlanmadığını sorguladı. Yine de kampanya başarıya ulaştı ve kulübe dikkatli bir biçimde yerinden sökülerek Roald Dahl Müzesi’ne taşındı ve tekrar kuruldu. Şimdi, yazarın hayranları kulübeyi burada görebiliyor.
Kaynak: http://www.bbc.com/news/uk-wales-37342271