Biyografi dosyamız devam ediyor!
Aydın Büke ile Biyografi Üzerine
RÖPORTAJ

Aydın Büke : ‘Bu türe yeni yeni ilgi duyuluyor’

Müzik yazarı ve müzisyen Aydın Büke , müzik tarihinin önemli bestecilerinin yaşam öykülerini kaleme alarak ülkemizde bu alandaki boşluğu önemli ölçüde dolduruyor. Aydın Büke ; Bach (Bach: Yaşamı ve Eserleri/2001), Mozart (Mozart: Bir Yaşamöyküsü/2006), Chopin (Chopin:Tuşlara Adanmış Bir Yaşam/2010) biyografilerinin ardından 19. yüzyılın önde gelen piyanist ve bestecisi Clara Schumann’ın hayatını anlatan “Romantizmin Işığı Clara”yı (2012) ve “Beethoven-Müziğin Dönüm Noktası”nı (2014) kaleme aldı. Arşivlerde yer edinmesi gereken önemli yapıtlara imza atan Büke’ye Türk edebiyatında biyografi türünün gelişimini sorduk…

Türk edebiyatında biyografi türü yeni yeni gelişmeye başlıyor. Bu türe gerek okur, gerekse yayınevleri hak ettiği ilgi ve önemi göstermiyor. Dünya edebiyatıyla da kıyaslayarak, bu türün bizdeki gelişimi/gidişatı ile ilgili görüşlerinizi alabilir  miyiz? İkinci bir husus daha var: Türkiye’de biyografi yazarının da işi zor; yeterli kaynak yok. İnsanlar arkalarında pek bilgi-belge bırakmaya hevesli değil. Bu bağlamda “mektup, anı ve günlük” biyografi yazarı ve yazını açısından büyük önem arz ediyor, değil mi?

Bu soruyu yanıtlamadan önce bazı noktaları netleştirmekte fayda var. Bu noktaları netleştirirken aslında ikinci sorunuzun yanıtını da vermiş olacağım. Genellikle “biyografi” olarak adlandırdığımız çalışmalar kendi içinde oldukça farklılıklar gösterebiliyor. Kaleme alınan biyografiye konu olan kişi yaşıyorsa veya çok kısa bir süre önce yaşama veda etmişse ortaya çıkan çalışmayla, yüzlerce yıl önce yaşamış ve artık tarihe mal olmuş birinin yaşamöyküsünü hazırlamak çok farklı. Ancak gerçek ve tarafsız bir gözle biyografiler yazabilmek için, o kişiyle ilgili kaynakların olabildiğince fazla ve değişik kanallardan birikmiş olması gerek. Örneğin; o kişinin kaleminden çıkan ya da ona gönderilen mektuplar, ailesi ve çalışma arkadaşlarının görüşleri, günlükleri vs… Bütün bu kaynakların zamanında derlenip yayımlanması, sonraki kuşaklarda yazılacak tarafsız çalışmalara hazırlık oluşturuyor. Toplumun siyaset, sanat, spor gibi farklı kesimlerinde önce çıkan isimlerin hangisinin gelecek kuşaklar için önemli olmayı sürdüreceğine tarih karar veriyor. Sonraki kuşaklar da bu isimler üzerine araştırma yapmak istendiğinde, eğer yukarıda bahsettiğim belgelere kolayca ulaşılabilirse, doyurucu biyografiler kaleme almak mümkün. Batı toplumunda bu belgeler çok eskiden beri toplandığı ve topluma mal olmuş kişiler hakkında yaşadıkları andan başlayarak kitaplar yazıldığı için, tarihte iz bırakmış kişilerin çok doyurucu biyografileri kaleme alınabiliyor. Ülkemizin tarihinde geçmişte iz bırakan kişiler hakkında çok fazla biyografi kaleme alınmamış. Bu türe yeni yeni ilgi duyuluyor ve yakın dönemde yaşayan kişilere ait epey çalışma yapılıyor. Ben kendi kaleme aldığım biyografilerde klasik batı müziğine yön vermiş önemli bestecilerin yaşamlarını Türk okuruna ilginç gelebilecek bir dille aktarmayı deniyorum. Yüzyıllardır bu kişiler hakkında toplanmış belgeler ışığında olabildiğince ayrıntılı ve tarafsız bir yaşamöyküsü yazmayı deniyorum. Ve bunu yaparken de bu kişilerin yaşadığı çağı hep ön planda tutmaya çalışıyorum.

Son yıllarda yayınlanan biyografi kitapları arasında önemli gördükleriniz hangileri?

Son dönemde bizde, yaşayan ya da kısa süre önce yaşama veda etmiş kişilerle yapılmış söyleşiler sıklıkla yayımlanıyor. Nehir söyleşiler dizisi buna iyi bir örnek. Ayrıca Can Dündar’ın İsmail Cem ve Erdal İnönü ile ilgili çalışmaları (Can Yayınları), yukarıda sözünü ettiğim yakın zaman tanıklıkları açısından çok önemli. Philip Glass’ın “Müziksiz Sözler” başlıklı (Alfa) otobiyografisi, 2017’de 80. yaşını kutlayan ünlü bestecinin yaşamının ayrıntılarını kendi ağzından anlatıyor.  Daha eskilere ait çalışma olarak da, John Freely’in “Cem Sultan” başlıklı (Everest Yayınları) kitabı dikkatimi çekti. Dilimizde (özgün ya da çeviri) son dönemde oldukça fazla biyografi çalışmasına rastlıyoruz. Ama bence hâlâ daha aşılamayan biyografi yazarı Stefan Zweig’dır.

Diğer Röportaj İçerikleri